İğneleyici sözler, Sevgiliye ve akrabaya iğneleyici sözler

İğneleyici sözler, iletişimde sıklıkla karşılaşılan, ancak incelikle sarf edilen bir dil unsurudur. Bu tür ifadeler, doğrudan saldırganlık içermese de, altında yatan ince bir eleştiri veya alayla karşı tarafa yöneltilir. İğneleyici sözler, genellikle karmaşık duyguların dışavurumu olarak karşımıza çıkar; kişinin kendini açıkça ifade edemediği ya da sosyal normların izin vermediği durumlarda, bu sözler bir çıkış yolu olarak kullanılır. Bu bağlamda, iğneleyici sözler toplumsal ilişkilerin dinamiklerini, güç dengesini ve bireyler arası iletişimi anlamak açısından önemli bir ipucu sunar. Bir yandan mizah ve zekanın bir göstergesi olarak görülebilirken, diğer yandan kırıcı ve düşmanca bir dilin habercisi olabilir. Dolayısıyla, iğneleyici sözlerin arkasında yatan niyeti anlamak, hem bireysel hem de toplumsal ilişkilerde dengeyi korumak adına önem taşır.

Sert iğneleyici sözler

Ayrılık, sevdanın merhemi olduğu gibi öfkeyi de kini de azaltır.

Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz… Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.

Her yüzüne güldüğüm kendini değerli sanmasın! Ben sadece gülmeyi seviyorum.

Siz hala kumarda kazanan aşkta kaybeder yalanına inanın! Unutmayın ki; kumarda kazananlar aşkı satın alıyorlar.

Yanımda olması gerekenler zaten yanımda, defolup gidenler kimin umurunda.

Hani derdin ya ‘yeryüzündeki hiç bir varlık beni senden ayırmaz’ diye, ya çok merak ediyorum yeni sevgilin uzaylı mı?

Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not: Dünya beş para etmiyor.

Kimse vazgeçilmez değildir. Kır kalbimi gönlün olsun. Al her şeyi gözün doysun. Şimdi başka manitalarlayım bu da sana kapak olsun…

Kaçanların değil savaşanların hakkıdır güzel günler…

Benden umudu kes artık, senden sonra içimdeki hayvan sevgisi azaldı.

Eşe , Sevgiliye, Dosta iğneleyici sözler

İnsan bilmediği şeylerden korkar, senin bilinecek bir tarafın bile yok.

Bana akıl verirken kalanı size yetmeyecekse benim için risk almayın derim.

Duydum ki benden nefret etmişsin eğer seni düşünecek vaktim olsaydı bende senden nefret ederdim.

Artık herhangi bir hayale kucak açmayacak kadar yorgunum.

Gel bu gece kaybettiklerimize içelim; ben sana, sen şerefine!

Benim olmaman sorun değil, önemli olan umurumda değilsin!

Saygıda kusur ettiysem, vardır bir bildiğim!

Çayın şekersizine; insanın da şerefsizine alışamadım gitti!

Kuruşu kuruşuna hesapladım seni. İnan 5 para bile etmedin.

Bir zamanlar toz konduramadıklarım, şimdi kirden görünmez olmuş.

Notunu verdiğim insanı bir daha sözlüye kaldırmam!

Ben huzur aradım sen kusur. Şimdi bensiz kudur!

Noktayı koyduğumda ne senden bir eser kalacak, ne de bende bir kelime kalacak…

İstediğin kadar uzağa git! Hep aynı gökyüzünü paylaşacağız.

Çok şeye kırılıp “Bir şeyim yok” diyenlerdenim işte…

Kıskanmak yerine, örnek almayı deneseniz belki içten içe büyüyen fesatlığınız da son bulur. Deneyin.

Söz gümüş sükut altınsa hak edene sevmek pırlantadır.

Huzur lazım, kaçmak lazım bir kış günü…

Adamında demlenmişi olacak, ortalık sallama kaynıyor.

İlla köpek olacam diyorsanız. Sadakati öğrenin havlamayı değil.

Doğru olanı yaptığımda kaybettiğim kim varsa yolu açık olsun!

Her şeyi bilmene gerek yok haddini bil yeter.

Attığınız ya da atacaklarınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun.

Beni sevmeyen herkese sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum. Merak etmesinler ben de onları sevmiyorum.

O kadar yoruldum ki artık hiçbir şeye şaşırmıyorum.. Ve umurumda değil hiç kimse, Ne halim varsa görmekle meşgulüm…

Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır.

Biraz insan ol diyeceğim ama, seni de zor durumda bırakmak istemiyorum…

Kimsenin umudunu kırma! belki de tek sahip olduğu şey ‘o’dur..

Herkesin istediğini yapabileceği bir yerde hiç kimse istediğini yapamaz.

İnsanın yapabileceği en büyük fenalık, kendisine olan güvenini kaybetmesidir.

Tekme yiyen köpeğin dişleri daha sivridir.

Gerçeği insanların ölçüleri ile değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı.

Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. ‘Yürüyeceğim’ de, bas ve yürü !!

Sevgililer, güzelliğe zamanla alışıp onu gözleriyle değil duygularıyla görmeye başlarlar.

Kalbin, mantığa sığmayan ayrı bir mantığı vardır.

Bir düşmanı bağışlamak, bir dostu bağışlamaktan daha kolaydır.

Bazıları iyi bir küfrü hak etmek için o kadar çok emek veriyor ki, ‘emeklerine saygı duyuyorum!

14 Şubat’ta sevgilimle yemeğe çıkacağız, oradan sonra parti falan kopacağız. Şaka şaka sevgilimiz mi varda gezeceğiz, evde oturup çayla bisküvi yiyeceğiz.

Karakterim ve tavrımı birbirine karıştırmayınız! Karakterim “kim olduğumla” ilgilidir, tavrım “sizin kim olduğunuzla.”

Yol vermek sadece trafikte işe yaramaz, hayatınızdaki ‘gereksizler’ için de kullanın

Laf sokma kapak olursun, yalvarma köpek olursun, delikanlı ol belki yanımda yer bulursun…

Kaç lisan bilirsen bil, terk edilmeyi yüreğine tercüme edemeyeceksin…

Hiç bir zaman yüksekte görmedik kendimizi, sadece gereksiz insanlar için düşürmedik seviyemizi.

Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği denizden asla vazgeçmez unutma…

Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmana ya varır ya varmaz.

Kötü haberlerin kanatları vardır. İyi haberlerin ise ayakları dahi bulunmaz.

Yeryüzü taşla doludur. Ama pek azı boyunlara kolye olur.

En önemli vazifemiz; kulaklarımızı, söylediklerimizi duymaya alıştırmamızdır.

Pencereden bakan dışarısını görür. Pencereye bakan ise camın kirini.

Devler gibi eser vermek için karıncalar gibi çalışmak gerekir.

Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan da zevk almazlar.

İnsanı hayvandan ayıran akıldır. İnsan, akıldan uzaklaştığı zaman hayvan ortaya çıkar.

Sevgiliye iğneleyici sözler

Sende haklısın… Adamlığın kadar konuş dedim diye bu susmalar…

Trip atmayan kız köpüksüz Türk Kahvesine benzer. Hep bir eksik hep bir tatsız.

Bir kadının yüzünde taşıdığı ifade, sırtına giydiği elbiseden daha önemlidir.

Ben en azından katilimi tanıyorum. Fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin…

Ben seni seviyorum amalarına karşılık, ama ben seni seviyorumlarım vardı, gittikçe devrikleşti sildim hepsini.

Ben konuştum sen duymak istemedin. Şimdi sen konuşmak istiyorsun. Özür dilerim. Bu lisani bilmiyorum.

Eğer benimle herhangi birinin arasında seçim yapmakta zorlanıyorsan; onu seç. Çünkü ben bir seçenek değilim!

Ben seninle toprağa girerim diyenleri çok gördüm, öyle diyenleri toprağa hep yalnız gömdüm.

Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar, sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar.

Kızlar erkeklerin “gelirlerine” erkekler kızların “giderlerine” baktığı sürece, biri gelir biri gider.

Akrabaya iğneleyici sözler

Bazen bizlere en büyük zararlar akrabalarımız tarafından gelen zararlardır. Akrabam dersiniz güvenirsiniz, ona destek olursunuz ama işin sonunda siz kötü olursunuz. Elbette tüm akrabalarımız böyle değildir. İyi olan kişileri de bu kefeye koymak elbette yanlış olacaktır.
Akrabanın düşmanlığı çölde susuz kalmaktan daha zordur.
Hayata At Gözlükleriyle bakmak hoşuna gidiyorsa, birilerinin sana ÇÜŞŞŞ demesine de gocunma.
Zamanın canımızı acıtacağını küçükken fark etmiş olmalıyız. Yoksa kolumuzu ısırarak saat yapmamızı ne ile açıklayabiliriz?
Bazı insanların dışı imrendirecek kadar hoş; içi mide bulandıracak kadar boş olmasına hep hayret etmişimdir. Sen anladın!
İzin verirsen sana bir sual sormak istiyorum: “Nüfus yoklamasında seni de insan sanıp adamdan sayıyorlar mı?”
Keşke bazı akrabalarımızı seçme şansımız olsaydı. Bu bana hayatın en büyük armağanı olurdu.
Klavyedeki boşluk tuşu gibisin, çok yer kaplıyorsun; ama boşsun işte!
Birçok kimseye dostluk akrabalık gösterdim onlardan bir dostluk göremedim. Yine de dostluktan akrabalıktan vazgeçmedim. Hz. Ali
Öyle insanlar var ki; demir paradan daha bozuk.
Akrabanın ihaneti, düşmanın öldürmesinden daha acıdır.
Candan bir dost, senin gibi on bin akrabaya bedeldir.
En zor düşmanlık akraba düşmanlığıdır.
Anlamak çok zor kim dost kim düşman, bazen en yakın akraban olur seni arkandan vuran.
Sizin tek hatanızda ortalığı ayağa kaldıran kendi çocuklarının yemediği halt kalmadığında görmezden gelenlere Akraba denir. Mutlu bir olayınıza sizden daha çok sevinmiş görünüp içten içe fesatlananlara Akraba denir. Bütün dertler bittikten sonra ortaya atılıp “Yahuu niye önceden haber vermedin” diyenlere ne yazık ki yine Akraba denir.
Bir zamanlar toz konduramadıklarım şimdi kirden görünmez olmuş.
İyi günlerde olursun en çok seven hısım akraba, kötü gün geldiği zaman bulursun her zaman bir bahane.
Bu saatten sonra uğraşmam geçmişimle geçmişimdekilerle, ben yarına bakarım bana destek olan yanımdakilerle.
Akrabaya saygım her zaman sonsuzdur ama sabrım sınırlı, bazı akrabalarım bilsin istedim.
Geç kalınmış bir sevgi, idamdan sonraki affa benzer.
“Senin kadar destekleyici birini tanımadım; her zorlukta geri çekilip köşenden izlemek tam bir sanat.”
“Aile içinde bile seni nadiren görüyoruz; varlığınla yokluğun arasında ince bir çizgi var.”
“Görüşmediğimiz zamanlarda ne kadar özlüyoruz seni; çünkü sadece o zaman huzur buluyoruz.”
“Senin tavsiyelerini dinlemediğimizde, işler ne kadar yolunda gidiyor bir bilsen!”
“Bu kadar uzak durmanı çok iyi anlıyorum; ailenin sevgisini kazanmak yerine kendi dünyanda kral olmayı seçmişsin.”
“Her aile toplantısına katıldığında, nasıl olur da her seferinde negatif enerjiyi getirebiliyorsun, inanılmaz bir yetenek!”
“Ne zaman destek vereceksin diye bekliyoruz ama senin varlığın bile en büyük destekmiş, sağ ol!”
“Seninle konuşmak her zaman ayrı bir zevk; çünkü seni anlamamak için özel bir çaba gerekmiyor.”
“Seninle ne kadar sık görüşsek de, hep bir yabancı hissiyatı veriyorsun; gerçekten etkileyici!”
“Aile olmanın en güzel yanı, senin gibi insanların bizden uzak olması gerektiğini öğrenmekmiş.”
“Aile bağları ne kadar güçlüymüş; sen bile hala kopamamışsın, hayret!”
“Herkes gibi sen de kendi hayatına bakıyorsun; sadece bizimle paylaşmaman gereken her şeyi paylaşıyorsun.”
“Bunca yıldır nasıl da aynı kalabilmişsin; gelişmemek de bir tercih tabii.”
“Senin tavırlarını anlıyorum; ailemiz arasında bu kadar özel ve farklı olmak kolay değil.”
“Seni her gördüğümde, hayatımın ne kadar güzel ve huzurlu olduğunu hatırlıyorum; çünkü seninle kıyaslayınca her şey daha iyi!”
“Senin eleştirilerin olmasa, belki de hayatımızın ne kadar iyi gittiğini fark edemezdik; sağ ol!”
“Senin gibi bir akrabaya sahip olduğumuz için şanslıyız; her toplantıda neden birbirimizden uzak durduğumuzu anımsatıyorsun.”
“Seninle zaman geçirmek gerçekten farklı bir deneyim; çünkü böylesine bir negatiflik başka yerde bulunmaz.”
“Ailemiz için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz; çünkü herkesin kaçabileceği bir örnek var.”
“Senin varlığın, hayatın ne kadar zor olabileceğini gösteren en iyi örnek; teşekkürler, gerçeklerden kaçmak istemiyoruz.”
Düşmanın yoksa, akrabanda mı yok? – Türk Atasözü
Kusura bakma; ama bunu bilmek senin de hakkın. O yüzden söylemek zorundayım: “Adam olsaydın, eski olmazdın…”
Sevgilim, sen soğuk ve şekersiz çay gibiydin: Ne içimi ısıtıyordun, ne de damağıma hitap ediyordun, sadece uykumu kaçırıyordun.
Keşke bazı akrabalarımızı seçme şansımız olsaydı. Bu bana hayatın en büyük armağanı olurdu.
Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur; farklı olan yürek ve niyettir. – Marlo Morgan-
En kötü nefret, akrabaların nefretidir. – Tacitus-
Kendi bindiğim gemiyi yakacak kadar deliyken, beni kibritle korkutmaya çalışma!
Bu laflar sana kapak olsun, fena oturtum helal olsun, tipin yok ki şeklin olsun. Hadi canım yolun açık olsun.
Kişiliğinde şeref yoksa eğer, başını ne kadar dik tutarsan tut; Zaman gelir gökyüzü bile suratına tükürür.
Akrabamız dedik hep biz alttan aldık ama artık zaman alttan alma zamanı değil, değer bilmeyenlere kapıyı gösterme zamanıdır.
Keşke bazı akrabalarımızı seçme şansımız olsaydı. Bu bana hayatın en büyük armağanı olurdu.
Düşmanda olsa, arkadaş da olsa, akraba da olsa kalite her yerde aynıdır. Kalitesiz ise yine kalitesidir.
İyi bir arkadaş, sadık bir dost bin akrabaya bedeldir.
Neden akrabalar kıskanç olur. Sende ki bir şeyin her zaman kendinde olmasını ister. Ve en acısı aynı ortamda bulunmak ve içi kötülük dolu olan birinin çok iyiymiş gibi görünüp hep yüzüne gülmesidir. İnsanın akrabalarını değiştirme gibi bir şansı yok.
Akraba kazığı başka kazıklara benzemez içine bir kere oturdu mu ömür boyu seni yer bitirir.
Keşke zamanında anlasaydın “beynini ara sıra kullanmanın herhangi bir yan etkisi olmadığını.”
Saçlarının neden döküldüğünü anladım. Kafanın içinde tutunacak bir yer bulamadıkları için.